28 Temmuz 2009

Şimdi Haberleri Veriyoruz (Bir Yudum Anadolu)

-Dün yatsı ezanından sonra, Hakkari'de bir köye ufo indi. İleri bir medeniyetten gelen uzaylıları yöre halkı bağrına bastı. Geceyi muhtarın evinde geçiren uzaylılar sabah dinç bir şekilde uyandı ve kendisi yer yatağında yatarken misafire divanını veren muhtara şükranlarını sundu. Köyde kaldıkları 3 gün boyunca en iyi şekilde ağırlanan ve balla çökelekle beslenen uzaylılar, köyden ayrılırken gözyaşlarını tutamadı. Bu dostluğun bir nişanesi olarak el işi dokuma kilim alan uzaylıların, köylülere karşılık olarak 2 kilo plütonyumla bol miktarda işlenmemiş uranyum bıraktığı ancak köylülerin bu madenleri alırlar diye devletten gizlediği de gelen haberler arasında.

-Bir grup İsviçreli bilimadamı, yaklaşık 3 ay süren bir araştırmadan sonra aslen Afyonlu olduklarını keşfetti. Bunun üzerine hemen İsviçre vatandaşlığından çıkan bu gruptaki bilimadamları, Türk vatandaşlığına geçip kütüklerini Afyon'a aldırdılar. Grup adına konuşan Hermürger Mahenaym; "İnsanın memleketinin havası bir başka oluyor. Burda biz bir grup bilimadamı olarak 6 kişi bekar evine çıktık, sabah akşam Afyon kaymağı yiyip araştırma yapıyoruz. Ancak 2 arkadaşımız dün dayanamayıp düz duvara tırmandı. Hayatımızdan çok memnunuz ama eve bi kadın eli değmesi lazım." dedi.

-Uzaylıların verdiği plütonyumla çörek yapan Hakkari'li köylüler yakayı ele verdi. Konuyla ilgili konuşan köy muhtarı; "Yokardan adamlar geldi geçen, giderken de bize bunları bıraktılar. Biz de hepsiye çörek yaptık, çökeleğe kattık, ayrana kattık. Ama bunu yiyen adam ertesi gün yeşile döndü. Kasabadaki doktor siz radyasyon kapmışsınız, artık iflah olmazsınız dedi. Köycek mağdur olduk. O uzaylıların boyu devrilsin." dedi. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız bir vatandaş "Lan bari tezeğe katıp atom bombası yapsaydınız" diyerek tepkisini dile getirdi.

-Son albümü "Alkolik Melankolik" ile sonbahara yaprak gibi giren romantik şarkıcı Bahadır Tarlabaşı ilginç açıklamalarda bulundu. Aslında amacının yaza bomba gibi girmek olduğunu ancak prodüksiyon işleri gecikip, proje sarkınca mecburen albümü sonbaharda çıkarıp romantik imajı çizmek zorunda kaldığını belirten Tarlabaşı, "Ya biraz daha gecikip de kışa kalsaydım o zaman halim nic'olurdu? Kışa havuç portakal gibi mi girecektim?" dedi.

24 Temmuz 2009

Fotoğraf Sevinci

Bizimkiler bu hafta tarz değiştirmesin mi sana? İlginç ilginç mekan fotoğrafları çekmiş afacanlar.









20 Temmuz 2009

Nasıl Rezalet Bir Otobüs Firması Kurulur?

Size rahat mı batıyor? Bütün gün annenizin kulaklarının çınlamasını mı istiyorsunuz? Otobüsünüze aldığınız yolculara tarifi imkansız işkenceler çektirmek sizin için adeta bir zevk mi? Öyleyse hazırlayın makasları kartonları, rezalet bir otobüs firması yapacağız.

-Öncelikle bir grup vasıfsız adam toplanır. (Yaklaşık 30-40 kişi)
-Bu adamların yarısıyla ufak çaplı bir mafyatik örgütlenmeye gidilir. (Bu arkadaşları ilerde çeşitli amaçlar için kullanacağız)
-Taksitle 4 tane otobüs alınır. Taksitleri düşünmeyin çünkü bu işten çok para kıracaksınız.
-Akşamdan hazırlamış olduğumuz mafya kullanılarak bir güzergahtaki otobüs firmaları tehditle safdışı bırakılır. Böylece artık o civarda keyfimize göre hareket edebiliriz.
-Kurulan mafyanın elemanlarının 7-8 tanesi acil durumlar için hazırda bulundurulur, geri kalanı muavin yapılır.
-Eldeki adamlardan araba kullanmasını bilen 4 kişi şoför yapılır. Bu şoförlerin öyle pek de şoförlükten anlamasına gerek yoktur. Arabayı kaldırıp 50 metre yürütsün yeter. Yol düz zaten, ver gazı gitsin.
-Geri kalan adamların hepsi de sık aralıklarla konuşlandırılmış bürolara yerleştirilir ve bilet satışında kullanılır. Bu akadaşların da özellikle gelen kadın müşterilere yavşayan tipler olmasına dikkat edilmelidir.
-Otobüs seferleri mümkün olduğunca seyrek tutulur. Şimdi siz "e o zaman kazandığımız para azalır" diyebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz. İşin püf noktası burada. O güzergahta at koşturan tek firma siz olduğunuz için yolcular size mecburdur, eşşek gibi binecekler arabanıza.
-Gönlünüze göre bir fiyat politikası güdülür ve koltuklar satılır.
-Otobüs seferlerini seyrek tuttuğunuz için kapasitenin üzerinde talep gelecektir. Bu fazla talepler de "bazen koltuk ayırtanlar gelmiyor, onların yerine oturursunuz" diye savuşturulur. Bu palavra kullanılarak otobüsün yarısı kadar yolcuya da bilet satılır. Böylece minimum sayıda otobüsle maksimum yolcu taşınmış olur.
-Yolculuk esnasında tek tük boşalan koltuklara ayaktakiler sırayla oturtularak idare edilir. "Ayakta gitmeseydiniz orada kalacaktınız" argümanıyla yapılan şerefsizliğe iyilik görünümü verilir.
-Yolcular otobüste sıcaktan pembeleşmeye başlayınca su ve adi kolonya servisi yapılır.
-2 saatlik yolda tam 12 yerde durup yolcu alarak şehiriçi dolmuşların dur kalk havası yaratılır. (Bu işlemden sonra yolcular basar kalayı)
-Vasıfsız muavinler mutlaka bayan yolculara asılmalı, yol boyunca şoförle muhabbet etmeli ve otobüsün allaha emanet gitmesi sağlanmalıdır. Yoksa yeterince küfür yiyemezsiniz ve bunca emek heba olur gider.
-En önemli aşama ise bu otobüs firmasının adının METRO TURİZM konulmasıdır.

Evet başardınız. Artık tüm sülaleniz ve bu otobüs firmasının işletilemsinde emeği geçen herkes doyasıya küfür yiyecek. Yurt çapında bazı anaların, bacıların ve ebelerin kulakları çınlayacak. Üstelik kazandığınız para da cabası. Bu haftalık bizden bu kadar. Bir sonraki programda görüşmek ümidiyle, esen kalın

15 Temmuz 2009

Kilo Aldıran Muhteşem Dİyet

Abi ne yesem yaramıyor, her öğün bir ekmeği yutuyorum yine de kaburgalarım sayılıyor, hafif bi rüzgar esse dengem bozuluyor mu diyorsunuz? Yalan söylemeyin oğlum günde 3 ekmek yiyenin sırtı yere gelmez be. Ama bak yine de ben kilo aldırıcı diyet yazıyorum buraya, alın yiyn.

Sabah:

1 televizyon kutusu büyüklüğünde beyaz peynir (72 ekran)
4 gevrek, 7 boyoz, 6 yumurta
1 leğen salata
Alahop tereyağlı ballı ekmek
2 demlik çay
1 şişe maden suyu

Öğlen:

Yarım tencere mercimek çorbası
1 tam ekmeğin arasına salam, sosis, sucuk, domates, kaşar, ketçap, mayonez, allah ne verdiyse
1 kavanoz şokella (dibi ekmekle sıyrılacak)
1 sürahi ayran
1 şişe maden suyu

Akşam:

Orta boy bir dana (pişmiş)
1 damacana boğma rakı
Ortaya karışık bişeyler (turşu, salata, haydari, kavun, yerine göre yeşil erik)
Teybe neşeli bi kaset koyun
2-3 samimi arkadaş (yenmeyecek, muhabbet için)

Gece:

Buzdolabını açın, gözünüzün kestiğinden atıştırın
Bir miktar fındık ezmesi
Anam o ne! Yemekten köfte artmış, indir mideye
1 şişe maden suyu

14 Temmuz 2009

Fotoğraf Sevinci

Fantastik olduğu kadar kuntastik özellikler de barındıran fotoları sunarım.









11 Temmuz 2009

Daha İçeriğini Okur Okumaz 250 gr Verdiren İnsanüstü Diyet

Diğer diyetleri unutun, evdeki eskimiş tenecerelerinizi atın, bulaşık makinenizi bozun, çoluğunuzun çocuğunuzun rızkını pavyon karılarıyla yiyin!!! Artık mucize diyet var:

Sabah:

4 mikrogram marul
1 mikrodalga fırın
1 ikametgâh ilmuhaberi
Adli sicil kaydı
12 adet vesikalık fotoğraf
Nüfus cüzdanının sağlı sollu fotokopisi (oh yes)

Öğlen:

Bir koli brokoli (ama kibrit kolisi büyüklüğünde)
1 tatlı kaşığı kibrit kutusu
Yarım bardak su
Aldığı kadar un
20 mandal, bir de çamaşır leğeni

Akşam:

47 gram haşlanmış dut yaprağı
1 tane mercimek (böyle ufak, yeşil, tatlı mı tatlı, canım benim)
3 oda 1 salon
20 kupon değerinde süper mega kupon
1 Ersen ve bazı dadaşlar

Bunlardan damak tadınıza uygun olanları yiyeceksiniz. Ölmez de sağ kalırsanız yaz bitince haşlanmış mısır yiyerek kutlarız bunu. Hadi kaçtım ben byeeeess.

09 Temmuz 2009

Belgesel

4. Gün:

Ekibimiz soyları bi türlü kurumayan boyu devrilesice çok vahşi yaban kuğularını görüntülemeyi başarıyor. Besin zincirindeki yeri zirvelerde olan bu kuğular önlerine çıkan her şeyi yiyebilir. Aynı anda 3 tane vali kebabını yiyip, üstüne bi damacana ayran içmek onların normal bir akşam yemeğini tarif eder. Sabahları ise bir tencere işkembe çorbası içerler. Öğlenleri de köşedeki sulu yemekçiye gidip ne kadar yemek varsa yerler hatta dibini de ekmekle sıyırırlar. Yöre esnafını ciddi anlamda tehdit eden bu kuğular işi pisliğe vurup hesap falan da ödemezler. Eğer direnen bir esnafa denk gelirlerse bir çelik kadar sert ve özel sektör mesaisi kadar esnek olan boyunlarıyla hasımlarını boğarlar. Ancak sanırım bir esnafın ahı tutmuş ve boğazlarına bir şey kaçmış, kıvranıyor şerefsizler.

5. Gün:

Namı 7 düvelde söylenegelmiş Madagaskar ayıları orman ortamında tek tabanca dolaşırlar. Daha çok çiftleşmek ve okey oynamak için bir araya gelen ayılar malesef pek fotojenik değillerdir. O yüzden sadece aynın basenlerini fotoğraflayabildik. Madagaskar ayıları asil hayvanlardır. Oturmasını kalkmasını bilirler ve efendi bir kişiliğe sahiptirler. Aynı anda 6 aileyi misafir edebilir, misafirliğe gittiği evin yengesine kendilerini sevdirebilirler. Bizi de ormanda yabanı görünce gelip hal hatır sordular, yedirdiler içirdiler, akşam da iyi yerde yatırdılar sağolsunlar. Ancak bu ayılar asaletlerinden ötürü çok fazla kişiyle muhatap olmazlar ve pek sosyalleşemezler. Sırf bu asosyalliği üzerlerinden atmak ve bir kaç hatun görebilmek için salsa kursuna yazılacak kadar kişiliklerinden taviz veren bazı ayılar hemen toplumdan dışlanır ve görmezden gelinir. "Ağabey vallaha dans edeceğidim, kötü bi niyetim yoğudu ekmek çarpsın" diye Çankırı ağzıyla yavşayanlara kesinlikle yüz verilmez. Fotoğraftaki efendi ayımızı çilekeş anasının elini öpüp hayır duasını almak için baba ocağına uğrarken görüyoruz. Ne kalender hayvan be.

6. Gün:

Ormanın en ipsiz sapsız kuşları Balıkesirli Tavus Kuşlarıdır. Aslen Selanik göçmendirler ama 3 kuşaktır bu ormanda yaşamaktadırlar. Bu hayvanların genç olanları akşama kadar mal mal dolaşır, gelip geçene laf atarlar. Ortamdan bir kız geçmeye başladı mı hemen işi gücü bırakıp kıza kitlenirler. Son derece lümpen bir hayvan olan bu kuşlar, serseri oldukları kadar tırsaktırlar da. Daha içlerinden herhangi birinin gidip de bir kızla konuşmaya cesaret ettiği görülmemiştir. Fotoğrafta da bir grup şuursuz tavus kuşu çalıştığı konfeksiyon atölyesinden eve dönen hanım leyleği keserken görülüyor. Belli belirsiz "Lan bunun da hastasıyım ha tıtsıtısı, beyaz ten en sevdiğim" gibi laflar eden tavus kuşları, kız geçip gittikten sonra yaklaşık 1 saat bunun muhabbetini yapacaklar ve bakkaldan bira alıp geceyi mahalleliye zehir edecekler.

06 Temmuz 2009

Belgesel

Vahşi hayvanların, otun böceğin arasında 15 gün... Ekibimiz Bayburt'un balta girmemiş ormanlarına sizin için daldı. Artık oralar balta girmiş orman oldu. Doğal yaşam alanlarında, daha önce hiç görmediğiniz şekilde fotoğraflanan hayvanatı, bir yazı dizisi halinde sizlere sunuyoruz.

1.Gün

Ormana girer girmez bizi bir Mozambik sırtlanı karşılıyor. Hemen bulunduğumuz yere gizleniyoruz ancak 5000 metre mesafedeki canlıları bile yüksek çözünürlükte görebilen sırtlan bizi farkediyor ve yanımıza yaklaşıyor. Maalesef ekibimizden bir arkadaşımız korkudan altına doldurdu. Sırtlan yavaş adımlarla yanımıza geliyor ve bizden 50 lira borç istiyor. Ay başında eline bi yerden para geçeceğini, 2 haftaya kadar parayı geri ödeyeceğini söylüyor. Sırtlanların çenesi çok kuvvetlidir, aynı anda 18 geyiği kafalayıp parasını söğüşleyebilirler. Güçlü ikna yetenekleri karşısında direnmek beyhudedir. Çaresizce 50 lirayı veriyoruz. Sırtlan eyvallah biladerim dedikten sonra yanımızdan ayrılıyor ve köşedeki tekel bayiine gidiyor. Yalan oldu bizim 50 lira.

2. Gün

İlerleyişimiz esnasında bir göle rastlıyoruz. İçerisinde envai çeşit vahşi hayvanın yaşadığı bu gölün dibi tehlikelerle dolu. İşte sonunda beklediğimiz an... Vahşi Gümüşhane ördeği mekan basmak üzere aşağıdaki kahveden arkadaşlarını toplamış olay çıkarmaya gidiyor. Bu ördekler türünün en tehlikelisidirler. Gagalarında bulunan ölümcül zehirler kocaman bir öküzü bile 2 saniye içerisinde buzağıya çevirir. Kitleler halinde saldırdıklarında kurtulmak imkansızdır. Organize bir şekilde saldırırlar ve ortamda ne kadar adam varsa haşlayıp camı çerçeveyi indirirler. Bize de bulaşmasınlar diye kenardan kenardan yürüyoruz. Mevzuya odaklandıkları için onları fotoğrafladıklarımızı farketmiyorlar bile.

3. Gün

Su aygırlarının lideri Baron necmi adamlarıyla beraber zebraları inceliyor. Lan eşşek desen değil, at desen değil... Bi türlü ısınamadım şu hayvana diye söyleniyor. Etrafındaki adamlar ise serserilikleriyle nam salmış düdüklü tencere kuşları. Aynı anda 75 adamın birden huzurunu kaçırabilir, gıcıklık olsun diye gece gece mahallede bağırabilirler. Kavgayı ilk onlar başlatsın diye zebralar hakkında atıp tutuyorlar. Erkek adamın rengi siyah, kadının beyaz olur. Bunlar böyle çizgili çizgili homoya dönmüş be hoahahaaa diyerek gülüyorlar.
Zebralar uyanık hayvanlardır. Aslen Malatyalıdırlar ancak kütükleri Afyon'dadır. Tam 3 saat boyunca gözlerini kırpmadan etrafa bakabilirler ve kolay oltaya gelmezler. Şu an sayıları az olduğu için söylenenleri duymazdan geliyorlar. Ancak yakında çoğalacaklar ve Baron Necmi için zor günler başlayacak.

03 Temmuz 2009

Fotoğraf Sevinci

Bu hafta çalışamadım, eski işlerden koydum, özür.