30 Haziran 2009

Siz Sorun, Biz Cevaplayalım

Soru: Etrafta çok fazla sayıda kocaman güneş gözlüğü takan ve bavul büyüklüğünde çanta taşıyan kadınlar var. Bunların gizemi nedir?
Cevap: Yakın bir zamana kadar bu çantaların içinde, çantayı takan kadının diğer 16 çantası olduğu sanılıyordu. Çünkü araştırmalar bir kadının ortalama 17 çantaya sahip olduğunu ortaya çıkarmıştır. E biri kolundaysa diğerleri nerede diye sorulduğu vakit bu cevapla yetinilmişti. Ancak sanayi sitelerinde yapılan gözlemler sonucu bu kadınların o gözlükleri kaynak gözlüğü olarak kullanan, kocaman çantalarında ise kaynak makinesi ve elektrot taşıyan, yani ekmek parasının peşinde olan kadınlar olduğu anlaşıldı. Lütfen bu hanımlarla dalga geçmeyiniz. Çoluğunun çocuğunun rızkını çıkarıyorlar.

Soru: Michael Jackson hangi dindendi, müslüman olduğu doğru mudur?
Cevap: Dünyaca ünlü pop yıldızının müslüman olduğu doğrudur. Kendisi bundan 6 sene önce, ortalarda pek görünmediği sıralarda Ayşe Özgün'ün programlarında demirbaş ilahiyatçı olarak çalışan Yaşar Nuri Öztürk'ü izleyip etkisinde kalarak müslüman olmuştur. Bu 6 sene boyunca sürekli kuran okuyup kıraat etmiş, her ramazan 30 gün oruç tutmuştur. Hatta öldüğü zaman yanında bulunanlardan bazıları rahmetlinin ağzından belli belirsiz "Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü muhammeden eni veci vokke" laflarının döküldüğünü söylemiştir.

Soru: Abi üniversitede kızlar teklif ediyormuş diyorlar. Allahını seversen söyle doğru mu? Ona göre ÖSS'ye hazırlanıcam.
Cevap: Evet sayın ergen, doğru. Lise yıllarında okulda 3 kişilik gruplar halinde dolaşan kızlar, üniversiteye gelince birden değişiyorlar. Çünkü kampüse girmeden önce fakülte dekanı kızları bir odaya toplayıp onları bu konuda sert bir dille uyarıyor ve erkek milletini helak etmekten vazgeçmelerini öğütlüyor. Bu uyarıyı dikkate almayan kızların okulu otomatikman 1 sene uzuyor. Hadi ergen gözün aydın, yaşadın yine köftehor.

Soru: Abi bizim topraklarımızda 85 trilyon dolarlık Hasanyum elementi varmış ama Mozambik devleti kendi çıkarları için bunu çıkarmamızı engelliyormuş, doğru mu?
Cevap: Yanlış. Kardeşim nerden uyduruyosunuz bu hurafeleri anlamıyorum ya. Bi kere o element Hasanyum değil Yumiyum. Ayrıca piyasa değeri de taş çatlasın 20 trilyon dolar. Mozambik bizim dost ve kardeş ülkemizdir, aramızın bozuk olduğu ülke ise Kanarya Adaları. Hep bu spam maillere inanıyosunuz, sağda solda abarta abarta konuşuyosunuz, benim de canımı sıkıyosunuz.

29 Haziran 2009

İş Arayanlar İçin Meslek Rehberi

Siz de mi "Bulamadık anasını satayım şöyle bir iş" diyerek hayıflananlardansınız? Başka departmanlarda çalışanların işine mi gıpta ediyorsunuz? Komşunuzun tavuğu artık size kaz gibi mi gelmeye başladı? Evdeki bütün eskimiş tencerelerinizi atın, şimdi trt2gibiadam var. Sizin için geleceğin gözde mesleklerini araştırıp bulduk.

Gassal (Ölü Yıkayıcı): Eğer iş hayatınızdaki en büyük sıkıntınız insanlarla uğraşmak, asla hayatınıza almayacağınız kişilerin kaprislerini çekmek zorunda kalmak ise bu meslek tam size göre. Gerçi yine insanla uğraşıyosunuz ama ölü oldukları için kapris falan yapmıyorlar. Beeeyle kuzu kuzu yatıyorlar. Sigortası var emekliliği var. Sabah 9, akşam 5 oh mis valla.

Uzun Yol Kamyon Şoförlüğü: Günün hayhuyu içerisinde kendinize ayıracak vakit bulamıyorsanız, sık sık başınızı alıp uzak diyarlara gitme hayali kuruyorsanız ve işinizde tatlı bir heyecan arıyorsanız uzun yol kamyon şoförlüğünü mutlaka düşünmelisiniz. Bu mesleği yapan birinin ağzından dinleyelim:
Şeyhmuz Hastarla (37): Biladerim geçen Karabağlar'da malı yükledim vurdum Ankara asfaltına. Karıyı çoluğu çocuğu evde bıraktım, yol boş, kafam mis. Afyon'a gelinceye kadar 6 saatte bi paket Samsun'u bitirmişim. O ara vantilatör kayışı kopmasın mı sana? Çıkardım gömleği yırttım, kayışı bağladım tekrar. Cıgarasızlıktan da kafam tuttu şerefsizim, etrafta saman bile yok ki sarıp içeyim. O kayışla Allah'a emanet merkeze indim, girdim sanayiye verdim kamyonu. Kamyonculuk zor iş yiğenim benim. Ama deseler ki sana masa başı iş bulduk valla bırakıp da gitmem. Ben olmuşum kamyon, memur işi gelmez bize.

Yönetici Asistanı: Kafanızda ne zamandır "hem fazla tahsil yapmayayım hem de fiyakalı bir isme sahip mesleğim olsun" düşüncesi varsa son zamanlarda ortaya çıkmış olan Yönetici Asistanlığını sanki sizin için icat etmişler. Sanki böyle yöneticinin sorumluluklarını büyük ölçüde taşıyan, süper iş beceren, deveyi hendekten atlatan ancak buna rağmen mütevazılığından bir şey kaybetmeyen bir havası var. "Kapıcı değil oğlum apartman görevlisi" gibi hani, bildiğin sekreter. Ama daha çok bayan kimselere yönelik. Erkekler pek heves etmesin.

Seyyar Pilavcı: Kendi işinin patronu olmak isteyenlerin son zamanlarda rağbet ettiği mesleklerden olan seyyar pilavcılık aynı zamanda geleceğin gözde meslekleri arasında yer alıyor. Bir tabak pilavın üstüne serpilen tavuk ya da ciğer, doğranmış domates ve yanında kornişon ile birlikte muazzam bir damak tadı yakalayan seyyar pilavcılar müşterileri arasında da zamanla meşhur hale geliyor ve kalabalık ortamların aranan adamları oluyor. Pilavı satmaya istediği saat başlayan ve kimi zaman pilavı bile bitirmeden mesaiyi tamamlama özgürlüğüne sahip bu bireysel patronlar canları çekmezse işe bile çıkmıyorlar. Pilavı evde hanım yapıyor, bizimki de yaya yaya turluyor dışarda. Emekliliği sigortası yok ama zaten gerek de yok. Bakarsın ilerde ufak bi dükkan açarsın, oğlan işe bakar sen de kasanın başında paraları sayarsın. Bak gördün mü pilavdan taa nerelere geldik.Bugün bi mühendis eşşekler gibi çalışıyor aldığı para 1500. Yemişim doktoru mühendisi, pilavda iyi para var.

25 Haziran 2009

Bacak Kadar Boyu Olan Çocuğun Hiçbir Yerde Yayınlanmayan Fotoğrafları

Çocuğun şapşal fotoğrafları için tıklayınız.


-Hala büyümedin mi len kerata?
-Yok abi, boy 85 santimde sabitlendi kaldı. Kapı mandalına ulaşmak benim için hala bir hayal.
-E paso gofret yersen böyle bonzai ağacı gibi kalırsın işte.
-Orası öyle ama, çocuk olduğum için doğam gereği hıyarlık yapmak durumundayım. Sebzeyi, pilavı boşverip bütün gün abur cubur yemek, dondurma reklamı izlemek, bonibona sempati duymak daha cazip geliyor.
-Yani halinden memnunsun öyle mi?
-Pek sayılmaz. Çünkü ben her ne kadar abur cubur sevsem de, annem dayak zoruyla veriyor ıspanağı veryior fasülyeyi. Nice pırasayı gözyaşları içinde tükettim, sanırım yakın pes edeceğim.
-Süt içiriyor mu peki?
-Maalesef. Her gece zorla yarım bardak içiriyor. Ben hayatımda beeyle rezil bir gıda maddesi görmedim arkadaş. Renginden tiksindim artık. Hele dün bi de içinde bal katmış, aklıma geldikçe dişlerim uyuşuyo şerefsizim. Abi çok zor günler geçiriyorum evde ya. Rica etsem bizimkilerle bi konuşsanız. Böyle giderse bi çılgınlık yapabilirim. Yani illa gidip elbise dolabına mı saklanayım, evin içinde onları dört mü döndereyim? Beni bunu yapmaya mecbur etmesinler. Bu konuda ciddiyim bak.
-Sıs lan, çükünden habersiz vizyonu dar velet. Dolaba saklanacan he mi?
-Peki abicim öyle olsun Sen de vefasız çıktın. Şu yalan dünyada tele tabilerden başka dostum kalmadı. Yıllar yılııı, dert yolundaaa, ne ilk ne dee sonuncuyum. Kahrediyooor, hayat beniii, ben acılaaar, çocuğuyum...

23 Haziran 2009

Şiir saati

Yirmi Beş Yaş Şiiri

yaş yirmi beş! yolun yarısına gelmemişim daha
yan gel yat anasını satayım daha on sene var
dante? dante mi kaldı lan, herif öldü
bunu konu dışında tutmakta fayda var
delikanlı çağımdaki cevher
pasparlak bir halde cebimde duruyor
yalvarmak yakarmak ne alaka bugün?
dışarda hayat akıyor
bugün çok mu yakışıklıyım ne?
benim mi allahım bu bebek surat?
ya gözümdeki keskin bakışlar
şimdi etrafımda dolanıyorsunuz
on sene sonra yüzüme bakmayacak hatunlar
zamanla değişiyor mu insan?
hala lise fotoğrafım var kimliğimde
gerçi o zamanlar daha parlakmışım
ama gram değişme yok benliğimde
bu gülen surat aynı ben
yalandır otuzuma geleceğim yalan
arada aklıma takılan geçmişimden
3-5 sevgilidir geriye kalan
hayata beraber başladığım insanlarda
belirgin olmasa da bi eksilme var
sanırım 25 yaş da öyle pek erken değil
hani 20 olsam durum farklı olurdu
ama zaten yengemin bıyıkları olsa
mis gibi amcam olurdu
gökyüzünün başka rengi mi varmış?
kim verdi lan bu taşı elime?
bak biri su getiriyo ötekinin elinde çakmak
gidin başımdan be karışmayın işime
haftasonu olsa da gezsek tozsak
galiba takvimden bir yaprak daha kopuyor
ne demek anne bu cumartesi düğüne gitsek?
ben düğün sevmiyorum çok gürültülü oluyor
yaş yirmibeş yolun 5/14'ü eder
dayanamdım oranladım en sonunda
ölüm herkesin başında olabilir
şu an gündemimde değil bu konu
bak hala sıtkı amca öldü diyorlar
bana daha çok var reca ederim unutalım bunu

22 Haziran 2009

Fotoğraf Sevinci

Taze çıktı fırından. Yepisyeni fotolar.









20 Haziran 2009

Şiir saati

sana git demeyeceğim
otur oturduğun yerde lavinia
yeter artık yaptığın alışveriş
her gün ayrı bir mağaza, bu ne ya?

üşüyorsun, ceket mi alacaksın?
çek battaniyeyi üstüne otur
sezonun en pahalı günleri bunlar
halden anla biraz ne olur

sana git demeyeceğim
o kadar da mal değiliz heralde
yeni ayakkabı istiyorsan ne yapabilirim?
beni zor kullanmaya mecbur etme
incinirsin

sana git demeyeceğim
sırf masrafsın canım sevgilim
bak cüzdanı boşaltmışsın
kredi kartlarını gizleyeceğim
ay başına kadar bilme lavinia

17 Haziran 2009

Fotoğraf Sevinci

Gezelim Sürtelim ekbimizin bilinçsizce ve şuursuzca çektiği fotoğraflara devam. Seçici kuruldan da 2 jüri bağladık, Pulitzer bu sene kesin Türkiye'ye geliyor.









15 Haziran 2009

Bir Anket Üzerinden Sosyolojik Tahlil

Bu blogta "İngilizce Biliyor musunuz?" diye bir anket yaptım ve sonuçlarının bizzat kendim tarafından değerlendirilmesini gerek gördüm. Bu derin sosyolojik anlamlar barındıran anket şöyle sonuçlandı:

Kullanılan oy: 97

Valla çat pat: 13
Anlıyorum ama konuşamıyorum: 16
Konuşuyorum ama anlamıyorum: 4
Bi bok anlamıyorum: 4
Ana dilim gibi: 17
Baba dilim gibi: 11
Plajdan hatun kaldıracak kadar: 7
Plajdaki erkeği başımdan savacak kadar: 5
Yees. Ben konuşmak perfek İngilizce. Okeey?: 20

Gelelim şıkları değerlendirmeye:
Valla çat pat diyen 13 kişi eminim CV doldururken İnglizce bilgisine de "orta" deyip geçiyodur. Yani ne bilmiyo gibi görüneyim, ne de çok biliyomuş havası verip rezil olmayayım diyen güya sağlamcı tipler. Bu kişilerin erkek olanları askere gidince de "Ne arkada durcan ne de çok göze batacan hacı, valla komtan acımaz verir eline paspası" felsefesini izleyen kişilerdir, güven olmaz.

Anlıyorum ama konuşamıyorum diyen 16 kişi... Neyi anladınız ha neyi anladınız? Neyi anladınız da neyi konuşamadınız? Bi okey de mi diyemedin lan karşındakine, bi very good da mı çıkamadı ağzından? Bu arkadaşlar İnglizce'yi okulda, kursta falan iyi kötü öğrenip bir türlü pratiğe dökemeyen kimselerdir. Ortak hayalleri yurtdışına gidip ya da turistik mekanda iş bulup ecnebi kimselerle diyaloğa girmektir, ellemeyin zararsızdırlar.

Konuşuyorum ama anlamıyorum diyen 4 kişi. Bunlar İnglizce şarkıları ezberden "eni veci vokke" ya da "iineyç mutant ninja töörıls" diye söyleyen, hatta bu şekilde baya baya şarkı repertuarı yapmış olan fakat ne dinlediğinden ne de söylediğinden hiç bir şey anlamayan ufak bir kesimdir. Büyüyünce geçer.

Bi bok anlamıyorum diyen 4 kişi. Gelin lan gözlerinizden öpücem şerefsizim. Özü sözü bir, kendine güveni tam, kimseye eyvallahı olmayan 4 kardeşim benim. Sizin yeriniz ayrıdır artık benim gönlümde. Ne zaman başınız sıkışırsa bi alo deyin. Hadi selametle.

Ana dilim gibi diyen 17 kişi. Vay be! Baya çok lan bunlar. Bloga yurtdışından da giren hatırı sayılır bir kesim var bunlar onlar galiba. Yoksa yani... Olmaz di mi? Are you serious?

Baba dilim gibi diyen 11 kişi. Bu ne şimdi? Hadi ben bi cinslik yaptım bu şıkkı teste koydum, siz ne diye işaretliyosunuz kardeşim? Baba dilim gibi ne demek, bana bi tarfi edebilir misiniz? 11 kişiler bi de, vay anasını.

Plajdan hatun kaldıracak kadar diyen 7 kişi. Ben sizin kelime dağarcığınızı biliyorum. İ love you, do you party? Very beautiful girl, i am turkish man, ok? Bu kadar işte. Ama bu kesim bir yabancı dili en fonksiyonel ve en etkin kullanan kesimdir. Nedenini bilmiyorum ama baya baya işe yarıyor kimi zaman. Are you sex?

Plajdaki erkeği başımdan savacak kadar diyen 5 kişi, yani 5 bağyan. Derdiniz anlıyorum arkadaşlar. Erkek milleti değil mi hepsi aynı, ama ben öyle değilimdir mesela. Do you go disco with me?

Yees. Ben konuşmak perfek İngilizce. Okeey? diyen 20 kişi. Yuh!! En kalabalık kesim bu. Bu millet adam olmaz aga. %20 si tarzanca bilen bir milletin istikbâlinden şüphe ederim. M.K. Atatürk.

Kültürlenelim Sanatlanalım

Sabaha Doğru

-Nuri Bilge Ceylan'ın son filmi "Şşşt Sessizlik Beyler" in galasında olay çıktı. Kendilerini "Uzak Filmi Mağdurları" olarak tanımlayan bir grup eylemci, filmin galası sırasında film izlenirken yaklaşık 25 dakika boyunca karakterlerin hiç konuşmadan sağa sola bakması üzerine çileden çıkıp rastgele bağırmaya ve dümbelek çalmaya başladı. Güvenlik görevlilerinin eylemcileri zorla dışarı çıkarmasının akabinde fazla gürültüden bayılan Nuri Bilge Ceylan ambulansla deniz kenarındaki sakin bir çay bahçesine kaldırıldı. Sedyede en son "Sessizlik, nolur biraz daha sessizlik" diye sayıkladığı farkedilen ünlü yönetmenin son durumu hakkında henüz bir bilgi gelmedi.

-Serdar Ortaç son albümüle bu sefer yaza bomba gibi giremedi. Beline bağladığı CD'lerle Antalaya'da kalabalık bir caddeye giren Serdar Ortaç, CD'lerin pimini çekecekken son anda farkedildi ve kıskıvrak yakalandı. Tehlikeyi ilk farkeden Talip Özüdoğru adlı vatandaş, bütün bir yazı ve kulaklarımızı Serdar Ortaç'ın iğrenç şarkılarından kurtardığı için Antalya valisi tarafından makamında ağırlandı ve orta kahveyle ödüllendirildi. Gözaltına alınan Sedar Ortaç şu an tek kişilik bir hücrede tutuluyor ve olası bir faciaya yol açmaması için şarkı söylemesine izin verilmiyor.

10 Haziran 2009

Fotoğraf Sevinci

Fotoğraflara devam...









07 Haziran 2009

Ağları Yırtıp Stadyum Duvarını Delen Gol

İlk kez yayınlanan bu programımızda bugünden itibaren tarihi spor olaylarına tanık etmiş ustalardan anılar dinleyeceğiz. Bu haftaki konuğumuz akli dengesini yitirip bunadığı için rahatlıkla 160 yaşında birisi muamelesi yapabileceğimiz Ercan Saatçi. Kendisi bizlere çekilmiş en sert şutu anlatacak.

Vellehe tariiiiih 14 nisan 1952'ydi. Zannımca Yeşildere İdman Ocağı-Hadımköyspor maçıydı. Hiç unutmam, maçın 75. dakikasıydı ve Hadımköyspor kaleyi çaprazdan gören bir noktadan serbest vuruş kazanmıştı. Füze lakaplı oyuncu İsmail topun başına geçmiş, vurmak için düdüğü bekliyordu. Olacak şeyleri önceden tahmin eden rakip takım oyuncuları baraj bile kurmadılar, hatta kimisi orta saha yuvarlağının içinde, başını ellerinin arasına almış saklanıyordu. Kaleci Hikmet desen çoktan staddan kaçmış, yandaki caddede taksi-dolmuş bekliyordu. İsmail yaklaşık 30 metre gerilip olanca gücüyle topa vurdu. Top önce kale ağlarını, daha sonra kalenin arkasındaki acemi foto muhabirini daha sonra da stadyum duvarını deldi.

Stadyum dışına çıkan top dışarda taksi-dolmuş bekleyen bahtsız kaleci Hikmet'i de parçaladı. Top boğazın karşı yakasına doğru olanca hızıyla ilerliyor ve yükseklik kazanıyordu. Süleymaniye Camii'nin bir minaresi yine bu şut yüzünden yıkıldı. En sonunda hükümet duruma el koymak zorunda kaldı. Çünkü top Sovyetler Birliği'ne doğru ilerliyordu ve yapılan zaman-koordinat tahminlerine göre bir nükleer tesise çarpmasına 2 saatten az bir süre kalmıştı. Eğer çarpma gerçekleşirse Sovyetler'in Türkiye'ye misillemede bulunması kaçınılmaz olurdu. 2. Dünya Savaşı'ndan yeni çıkmış dünya devletleri yeni bir savaşı kaldırmazdı.

Neyseki top güdümlü füzeler sayesinde parçalandı da dünya kurtuldu. Şutu çeken İsmail'in ABD tarafından yapılmış bir saybörg olduğu ve sigortasını indirdikten sonra etkisiz hale geldiği iddiası yıllarca konuşuldu. Bize de bu olayı yeni nesillere aktarmak düştü.

Maçın üç adamı:
1-Lugano
2-Volkan
3-Semih

06 Haziran 2009

Fotoğraf Sevinci

Gezelim Sürtelim ekibimizin İzmir'in çeşitli yerlerinde kaza eseri çektiği fotoğraflara devam ediyoruz. Işığım bol olsun.









03 Haziran 2009

Neyi Yiyelim Neyi Yemeyelim

Hacettepe Tıp Fakültesi'nin 25 yıllık hademesi Satılmış Taşdöğen mesleki birikimlerini bizimle paylaşıyor ve yıllardır her yerde gördüğümüz faydalı besinlere ilişkin tartışmaya son noktayı koyuyor. Kendi ağzından dinleyelim:

Şimdi bah yeğenim, öyle her önüne geleni yemeyecen, ortalık hormonlu zebze meyve gayniyür. Geçen bazara gittim, domatesler gafam gadar, hıyarlar polis copu gibi. Ufak bi karpuz alayım dedim papaz eriği çıhtı allah seni inandırsın. Zaten bunların faydalısı var faydasızı var hepsi yenmez. Mesela domates çok faydalı. Yemeğe katarsıın, makarnaya koyarsıın, salataya doğrarsıın, salçası olur, turşusu olur. Reçelini de yedim emme sevmedim, sevene de lafım yok, sevenleri ayırmak günahtır. Çok fitaminli bi gıda, galorisi normal, rengi güzel, kan yapar. Allah-ü Tealanın bizlere ihsanı.

Sonra çemen var. Tokat'tan köyden gelir hala bize. Ekmeği açacan tamam mı, arasına önce biraz tereyağı sürecen, üstüne de basacan çemeni. Yanında da bi sürahi ayran olacak amma, yoksa adamın ağzı yanardağ ağzına döner. Bunu hıyar turşusuyla beraber yudacan. Fitamini bol, galorisi yok, acısı çok. Acı iştahı guvvetlendirir. Ama bi kötü tarafı var çemeni yedin mi 3 gün teke gibi kokarsın. Bende kısmetse önümüzdeki hafta 1 haftalığına yıllık izne ayrılacam, evde verecem çemeni, verecem çemeni.

Brokoli diyolar bi de. Çok faydalıymış da fitaminliymiş de, şuymuş da buymuş da... Bi kere tipi bozuk. Hanım geçen haşlamış bi dene yedim, allah çarpsın gamyon tekeri yesem daha lezzetli olurdu. Ağzım ekşidiii, yüzüm buruştuuu. Yutana kadar akla karayı seçtim. Çocuklara da yidirmiş ben gelmeden evvel. Bundan kelli bunu bişirmeyecen dedim hanıma. Yasakladım gitti. Gavur zebzesi deel mi, ne beklersin?

Karışık ızgara var yine yemeklerden. Tavuğuydu, koyun etiydi, adanasıydı ohşşş ağzım sulandı bee. Lavaşı aldın mı eline? Önce en alta acılı ezmeyi sürecen üstüne sumaklı soğanı bas edicen. En üste de etleri goydun mu, araya da bişmiş domatesi (domates gan yapar, fitamini boldur) yerleştirdin mi? At tuzunu baharatını sar dürümü ye. Fitamini boldur kalorisi çohtur amma yemişim kalorisini, bi de bu galori bokunu çıkardılar. Önüne kadar gelmiş kebap geri gönderilir mi be? Ertesi gün ahşam bi şey yemezsin olur biter. Kebaba gurban olsun sıfır beden avratlar. Hastaneye de geliyolar iki güne bir, bi deri bi kemik veremli gibi. Geçen acıdım birine yarım domates verdim yesin diye, "sağolun rejimdeyim" dedi. Estağfurullah çekip uzaklaştım olay mahalinden. Böyle fitaminli bi şey yenmez mi tövbe yarabbi.

Bi sonraki yazıda buluşmak üzere bol gıdalı günler. Can boğazdan gelir, yeyin yeyin.

02 Haziran 2009

Fotoğraf Sevinci

Foto muhabirlerimizin zaman zaman objektiflerine takılan çeşitli kareleri siz sayın seyircilerimizle paylaşmaktan mutluluk duyar, sevindirik oluruz. Bendimize sığmaz taşarız, enginleri yırtar coşarız. Bu sene TRT 2 olarak 10-15 tane pulitzer bekliyoruz kısmetse.