19 Mayıs 2010

Adab-ı Muaşeret Kuralları

Cemiyet hayatımızın önde gelen isimlerinden Muteber Namlıoğlu bu haftadan itibaren toplumsal hayatımızı düzenleyen adab-ı muaşeret kurallarından bahsederek adeta bir serseri gibi yaşayan avam halka çekidüzen verecek.

Efendim öncelikle hepinizi en içten dileklerimle selamlar bana bu zırvaları anlatma fırsatı verdiği için de trt2gibiadam ailesine teşekkür ederim. Hepimiz yemek yiyor, otobüse biniyor, barda hanımefendi kesiyor, misafirlikte gelen meyve tabağına halleniyoruz. Peki bütün bunları yaparken yazılı olmayan fakat bizim toplumsal saygınlığımızı belirleyen kurallara uyuyor muyuz? O ne lan dediğinizi duyar gibiyim. Dersiniz tabi, sizi görgüsüz, yarım terbiyeli cemiyet düşmanları. Hepsini öğreticem size.

Yemek Esnasında: Efendim adam eve geliyor saat olmuş 11. Belli ki dışarda arkadaşlarla takılmış. Ev ahalisi çoktan yemeğini yemiş, dizisini izliyorken bu salona dalıp yemek ne var diye soruyor. Önce iyi akşamlar demez iseniz sizi evde çok ayıplarlar. Bu saate kadar nerdeydin ulan it derler ve size mutfağa gidip zıkkım yemeniz konusunda telkinlerde bulunurlar. Bu yüzden önce kibar bir sesle "İyi akşamlar peder bey, iyi akşamlar valide hanım. Mesai çıkışında bir müddet arkadaşlarımla cafede hasbihal ettiğim içün biraz geciktim, mazeretimi kabul ediniz. Ancak dışarda uyduruk bi salataya dahi 10 lira vermek suretiyle kazık yemek istemediğimden çaya abanmış bulundum. Ol sebepten ötürü tabiri caizse hayvanlar gibi açım. Aceba yiyecek bir şeyler var mı?" demelisiniz. Bu kibar girizgâh aileniz tarafından anlayışla karşılanacak ve sizi aynı kibarlıkla mutfağa gidip bulduğunuzu yemeye davet edeceklerdir. Unutmayınız ki ufak detaylar kişiliğinize saygınlık katan elmas taneleridir.

Misafirlikte Meyve Yerken: Misafirliğe gidilmiş, yemek yenilmiş ve bir müddet sonra da tabaklar içerisinde meyveler gelmiş. Ama o da ne? Görgüsüz bir toplum canavarı daha diğer insanlar elmasını soymamışken 2 muzla bir avuç kayısıyı yutmuş bir yandan da gözlerini belertmiş üzümü kesiyor. Ev sahipleri şaşkın, bu saygısızın yerine kendileri utanıyor. Hiç mi meyve görmedin be münasebetsiz? Bak ellerim titremeye başladı sinirden ya. Efendim gelen meyveye öyle sirk maymunu gibi atlayacağınıza gidin damdan atlayın daha iyi. Hele bi de o eliniz önce tropikal meyvelere uzanmışsa sizi orda yarım saat rencide etseler yeridir. Meyve sıralamasında yanlış anlaşılmalara mahal vermemek için öncelik elma, portakal gibi her eve girebilen meyvelere verilmelidir. Elma mutlak surette soyulmalı ve 4 eşit parçaya dilimlenmelidir. her dilimdeki çekirdek taneleri ayıklandıktan sonra dilimler 3 lokmada bitirilmelidir. Siz zaten bir elmayı bu şekilde yiyene kadar yarım saat geçeceği için diğerlerine pek vakit kalmayacaktır. Kalsa bile eğer bir muzu yemeye niyetlendiyseniz yarısını yiyiniz ve çok meyvenin midenize dokunduğunu söyleyiniz. Hiç merak etmeyin siz gittikten sonra o muz bir şekilde tüketilecek, ziyan olmayacaktır. Bildiğimiz gibi adab-ı muaşeret kuralları yalnızca yanımızda tanımadığımız kişiler varken geçerlidir. Yoksa isterseniz pilavı elle yiyin, isterseniz salonun ortasında oğlunuzla güreş tutun, sorun değil.

Bir sonraki programı olduğu gibi otobüs seyahati esnasında dikkat etmemiz gerekenlere ayıracağım. Haftaya kadar hareketlerinize dikkat edin, nazik, kentsoylu gibi insanlar olun. Hoşçakalın.

2 yorum:

  1. bu aralar yeme içme olayına çok takılmışsın gibi.neden acaba?
    :)

    YanıtlaSil
  2. efenim insanımız yemek yerken bir takım cemiyet kurallarını gözardı ediyor, bu da tabiri caizse bana batıyor. bilgilendirip vatandaşlık görevimi yapmak istedim.

    YanıtlaSil