05 Kasım 2013

Umudunu Yitirmiş Bir Öğrenci Evinin Geleceği Olmaz

Gündemimizi meşgul eden bir gelişmeden dolayı Eurovision serime kısa bir ara vermek zorunda kaldım.

Sizin de bildiğiniz gibi ülkemizin gündemi çok sakindir. Halkımız barış içinde yaşar ve farklılıklara karşı son derece saygılıdır. Hatta birçok bölgemizde saygı kavramı bile resmi bir mesafeyi anımsatığı için farklı kimlik ve kültürlerle bir arada yaşamak bir zenginlik olarak görülür ve böyle bir hayattan zevk alınır. Kimse kimseyi farklı bir ırk, din, mezhep ve cinsel yönelimi dolayısıyla hor görmez, dolayısı ile de buna bağlı bir kavga,çatışma, ayrımcılık, cinayet gibi meseleler gündemimizi meşgul etmez. Yine spor kültürümüz de çok üst düzeydedir. Her ne kadar futbol biraz daha seyirci çeken bir spor dalı gibi görünse de olimpik sporlara olan tutkumuz da son derece fazladır. Saha içi şiddet, doping ve şike gibi kavramlardan uzak olan bu spor hayatımızda gündemimizde yer tutan tek şey sporcuların ve kulüplerin elde ettiği başarılardır. Kültür ve sanata olan düşkünlüğümüz ise zaten dillere destandır. Ülke sanatçılarının çoğu özgür bir şekilde üretimlerini gerçekleştirirler ve yalnızca eserlerini sergileyerek geçimlerini sürdürebilirler. Dolayısı ile iktidara karşı minnet borcu olmadan var olmayı rahatlıkla başarabilirler.  İşsizlik yok denecek kadar az, çevre duyarlılığı tavan yapmış, kentlilik bilinci ise full çekmektedir. Bilim ve teknolojide kaydettiğimiz ilerlemeler zaten az sayıdaki sorunlarımızı da bir bir çözmekte, kızları ceylan, erkekleri dalyan gibi nesiller yetiştirmeyi kolaylaştırmaktadır. Tüm bunlara ek olarak, kazadan, beladan, geçim sıkıntısından, cinnetten ve kederden uzak bir toplum yapısına sahip olduğumuz için eskaza karşılaşılan olumsuz bir durum, bir cinayet ya da trafik kazası toplumda büyük bir şaşkınlık ve üzüntü uyandırır. Ancak yine de bu kötü durumlardan gerekli dersler çıkarılarak yola devam edilir.

İşte tüm bu rahatlık, bolluk, bereket ve düzen; maalesef heyecan ve gerilimden uzak, sıkıcı bir hayatı da beraberinde getirmektedir. Çünkü başarının ve sürekli rahat hayat sürmenin getirdiği doymuşluk hissi halkımızı bunalımlara sürüklemekte, odasına çekilip, yorganın altında saatler geçirmesine neden olmaktadır. Bu nedenle sağolsun başbakanımız ve bizzat kendisinin seçip yetiştirdiği birbirinden zekalı ve kafalı bakanları zaman zaman ortaya bir konu atmakta ve bizi bir an olsun siyasi gündeme çekme gayretini göstermektedir. İşte bu öğrenci evlerinde kızlı erkekli kalma konusunun ortaya atılmasının nedeni de tam olarak budur. Her şey bizim iyiliğimiz içindir. Aksini düşünen namussuzdur, şerefsizdir.

--yandaş medya mode off--

Bu tartışmada şunu devamlı unutuyoruz arkadaşlar. Başbakanın dediği gibi kızlı-erkekli ev ortamları aslında memleketimizde neredeyse hiç yoktur. Bu bir şehir efsanesinden ibarettir. Bu tür ortama sahip evlerin sakinleri zaten genellikle varlıklı ailelerin çocuklarıdır ve onlara da bi bok yapamazsınız. Geri kalan öğrenciler için böyle bir ev ortamına sahip olmak saf bir umuttan ibarettir ve bunu gerçekleştirmek çok az kişiye nasip olur.

Bugün erkek öğrenciler pisliğin içinde hastalıktan ölmüyorsa bunu sağlayan şey işte bu umuttur. Eğer ki bir evde domestos varsa, dolabın bir köşesinde temiz çarşaf ve nevresim gömülüyse, kitapların arkasında deodorant gizlenmişse, bulaşıklar nadiren de olsa yıkanıyor, haftada bir ev temizleniyorsa, bunun nedeni, olur da eve bir kız gelirse rezil olmayalım tedirginliğidir. Gençlerimiz yurttan çıkıp ayrı ev tutuyor ve devlete yük olmuyorsa bunun başlıca sebeplerinden biri "acaba ben de bir gün alkolün su gibi aktığı ve kızların da buna iştirak ettiği bir ev partisi yapabilir miyim?" umududur. Ömrünün baharında, libidosu kıvamında yiğitlerimiz haftada bir gün de olsa kaliteli ve temiz bir boxer giyiyorsa bu tamamen "lan acaba bu akşam bi seks durumu olur mu?" çaresizliğindendir. Eğer siz öğrencilerin elinden bu umudu da alırsanız yemin ederim bir sonraki öğrenim kredisi yatmadan çeşit çeşit mikropların saldırısı sonucu yitip giderler. Çünkü o zaruri temizlik faaliyetlerini sürdürmek için hiçbir geçerli neden kalmaz. Kişisel bakım giderlerine harcanan para pizzaya şuna buna harcanır ve filinta gibi erkeklerimiz hacimlerini üçe katlar.Saç sakala karışır, ev ahıra döner ve o evde adeta bir öküz gibi yaşanır. Bu anlattıklarım size inandırıcı gelmiyorsa, hiç bir dişi varlığın gelme ihtimali olmadığı asker koğuşlarında bulunmanızı öneririm. Eğer gece tüm koğuş uyurken içerde zehirlenmeden yarım saat geçirebilirseniz ben de size destek veririm.

Bakın bu çok ciddi bir konu. Sırf siz evde mal mal otururken "ulan şimdi hangi evlerde nasıl seksler, ne türden cimalar, zinalar çeviriyodur bu günahkâr iblisler" diyerek söylenmeyesiniz diye bu riski göze alamayız. Zaten bekar insanlardan huylanan, bi şey yapsa da çemkirsem, evden kovdursam diye tetikte bekleyen milyonlarca teyze ve emmi var, bir de bu gençlerin üstüne valiliği salmanın alemi ne? O vali tweet mi atacak, yoksa acaba Serkanlar'ın evde hatun kişi var mı diye kontrole mi çıkacak? Bu koca devlet çarkı nasıl dönecek? Lütfen... Bu işten bir an önce vazgeçin. Saygılarımla. Trt2gibiadam.

3 yorum:

  1. Kız gelmeyen evde değişik yemek pişirme olasılığı da sıfıra ineceğinden menemene devam edilir. Bu da domates, biber ve yumurtaya talebi patlatır. Halkımızın temel gıda maddelerine ulaşımı konusunda sıkıntı yaratır. Ayrıca enflasyona negatif etkisi olur. Başlıca ihracat malzemesi olan yumurta biber ve domatese iç talebi arttıracağından ihracat düşürecek bütçe açığı arttıracaktır. Artan iç talep fiyatları yükseltecek tarımla gećinen kırsal kesim zenginleşecek ancak ramazan sofralarında çeşit azalacağından 5 yıldızlı otellerde iftar açan muhafazar kesim rahatsız olacaktır. Nerede o eski ramazanlar nidaları yükselecektir. Kıssadan hisse: Ögrenci evi deyip geçme, ürkütürsen vak vakları arkana bakmadan kaçarken hatırlatırlar vak vakları!

    YanıtlaSil
  2. Son kelimeyi kozalakları olarak değiştirmek istediģimi bildirir gereğinin yapılması hususunda..... ulen nasıl bitireceğimi bilemedim yine dilekçeyi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet abi, olayın yol açacağı olumsuzluklar koca devleti çıkılmaz bir batağa sürükleyebilir. ne yazık ki her şey arkası düşünmeden yapılıyor, domates, yumurta hesaba katılmıyor.

      Sil