28 Ekim 2013

Eurovision İncelemeleri - Seninle Bir Dakika


Eurovision şarkı yarışmasına ilk katılımımız Semiha Yankı'nın Seninle Bir Dakika adlı şarkısıyla olmuştur. Ancak TRT'nin bürokratik karmaşasından ötürü son ana kadar tekstil fuarına katılacağını zanneden Semiha Yankı, gerçeği öğrenmesine rağmen kıyafetini değiştirememiş ve koskoca yarışmaya basma fistanla katılmak durumunda kalmıştır. Bu noktada fistana dair bazı ek bilgiler vermekte yarar var. Fistanın yapıldığı basma, Kemeraltı'ndaki köhne bir pasajın bodrum katındaki bir manifaturacısından alınmıştır ve farklı renklerdeki kumaşların elde kalan son örnekleri kullanılmıştır. Dolayısı ile aynı kıyafetten bir tane daha dikmek bugün bile imkansızdır. Ayrıca daha sonra yapılan incelemelerde, dünya üzerinde görülebilecek tüm renklerin fistanda yer aldığı, hatta bizzat bazı renklerin yalnızca fistana özgü olduğu ortaya çıkmıştır. Konuyla ilgili açıklama yapan TRT yetkilileri eğer bu durum daha önceden bilinip reklamı yapılsaydı, bu sayede oy veren jürilerin kararının değişebileceğini ve bu elim sonucun alınmayacağını söylemiş ve maddi imkansızlıklardan yakınmışlardır. Zira binbir umutla göndermiş olduğumuz temsilcimiz yarışmayı ancak 19. sırada tamamlayabilmiştir. Tüm bu tersliklere yarışmaya sadece 19 ülkenin katılması şanssızlığı da eklenince maalesef sonunculuk kaçınılmaz olmuştur.

Yarışmada yalnızca Monako'dan 3 puan almamıza rağmen bizden Monako'ya hiç puan gitmemiştir. Kadir kıymet bilmesiyle meşhur ülkemizin böyle bir vefasızlığı nasıl yaptığı başta vatandaşlar tarafından yadırgandıysa da daha sonra puanları veren jüri üyelerimizin 18 km2'lik bu minicik ülkeyi aslında Fransa'nın bir mezrası sandığı için es geçtiği anlaşılmıştır. Hükümetimiz bu ayıbı telafi etmek adına, toprakları genişlesin diye Monako'ya Zeytinburnu'nda 10 dönüm arazi teklif ettiyse de bu teklif prens tarafından kibar bir şekilde reddedilmiştir.

Şarkıya dair dikkat çeken diğer nokta ise şarkının sözlerinde geçen "sevmek bir ömür sürer, sevişmek bir dakika" kısmıdır. 5 dakikalık bir sevişme süresinin bile erken boşalmadan sayıldığı bir ortamda toplamda 1 dakika seviştiğini farkında olmadan itiraf eden söz yazarını biz burada tekrar ifşa etmek istemiyoruz. Ancak sanki bu 60 saniyelik süreyi milyonların gözü önünde dile getirerek "aslında normali 1 dakika abi, gerisi bildiğin eziyet" alt metniyle normalleştirmeye çalışmasını da kınamadan geçemeyeceğiz. Belki de diğer ülkelerin erkek jürileri bize puan vererek bu vebalin altına girip yanlış tanınmak istemedikleri için böyle sonuncu olduk da geldik. Olur mu olur yani. Yoksa aslına bakarsanız şarkı mis gibi şarkı, yorum zaten 10 numara. Puanların gürül gürül akması lazım ama ne geliyo, 3. 3 diye puan mı olur lan? Sanki masaya 3 çay söylüyo vicdansız jüri.

Neyse... Sonuçta ilk yarışmanın tecrübesizliği deyip geçtik ama bu işin böyle olmadığı ilerleyen yıllarda iyice açığa çıktı. Masum bir heyecanla başlayan bu macera maalesef ilerleyen yıllarda daha büyük trajedilere ve yıkımlara yol açtı. Nice koçyiğitler, nice ceylanlar bu uğurda kederlere gark oldu, özgüvenini yitirdi. Buna da serinin diğer incelemelerinde değineceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder