20 Mayıs 2009

Ergen Bakım Klavuzu

Aman Allah'ım Bu Benim Yavrum Olamaz!!!

Bildiğimiz gibi ergenlik dönemi her gencin başından geçen iğrenç bir dönem. Malesef çocukluktan çıkıp hayvanlığa ordan da insanlığa atladığımız bu dönemi yaşamasak olmuyor. Mecburen anneler babalar, çocuğun sesinin kartlaştığı, sayısız sivilcelerin patladığı, dengesiz bir vücut ve kişilik gelişiminin olduğu bu dönemde de çocuğuna katlanmak zorunda. Peki çocuğumuzun ergen olduğunu nasıl anlarız ve bu durumda neler yapmalıyız? Örneklerle açıklayalım:

-Çocuğum saçma sapan hareketlerle ilgi çekmeye çalışıyor ve boru gibi bir sesi var.
-Malesef çocuğunuz ergen olmuş. Bu saçma hareketlere bir son vermek için çocuğunuzu el vasıtası ile tokatlayarak hafif şiddette dövünüz. eğer dayağı abartırsanız o boru sesiyle bağırmaya başlar ve size dayanılmaz acılar çektirir.

-Çocuğumun yüzünde sürekli sivilceler çıkıyor. Giyim tarzı ise çok değişti. Yoksa çocuğum insanlıktan mı çıkıyor?
-Malesef evet. Tipik ergen davranışı. Hemen kilerdeki eski gazetelerden bir kese kağıdı yapınız ve çocuğunuzun kafasına geçiriniz. Eğer çıkarmaya yeltenirse dövünüz. Bu herkes için hayırlı olacaktır.

-Çocuğum saçlarını uzattı ve bir gözünü uzayan saçlarıyla kapattı. Asidi kaçmış kola gibi oldu yavrucağım, mantıklı bir hareket yapmayalı uzun zaman oldu. Yoksa çocuğum ergen mi?
-Keşke ergen olsa, emo olmuş çocuğunuz. Gerçekten çok zor günler bekliyor sizi, bu hastalığın tedavisi yok. Kendi haline bırakın, yemini suyunu, internetini verin ve sürekli gözetim altında tutun. Allah'tan ümit kesilmez.

-Çocuğum sürekli metal müzik dinliyor, astığı posterlerden duvar görünmez oldu, sürekli kimse beni anlamıyor yooo diye dolaşıyor ve günde 200 civarı sms atıyor. Yoksa, yoksa...
-Ne yazık ki korktuğunuz başınıza gelmiş. Ergenliğin en çekilmez dönemi. Bu durumda ergene dayak odaklı bir tedavi uygulayacağız. Odasına kapatın ve kapıyı kitleyin. Arada bir kapının altından yemeğini atın. Çok bağırırsa ayak vasıtası ile tekmeleyin gerekirse falakaya yatırın. Ancak ne olursa olsun bilgisayarına dokunmayın. Eğer ona zarar verirseniz çocuğunuz 3 gün içinde mum gibi erir gider. Aman dikkat.

5 yorum:

  1. En salak, zor , saçma dönem. İyi yırtmışız deprosyanlara girmeden, saç şeklini değiştirmeden , abuk subuk şeyler giymeden - o zamanın modası yüksek bel pantolonları paçası kıvrık kotları saymıyorum:)

    YanıtlaSil
  2. tabi yazar burada abartı sanatı kullanmış. öyle dövmek falan olmaz di mi?

    YanıtlaSil
  3. hocam kolay gelsin.. bizim problemimiz ise şöyle;
    şimdi eskiden etrafı kırıp döken, mahalleyi birbirine katan ne bileyim kızları tutup tutup öpen biricik oğlumuz gitti. sanki bir gece onun yerine odasından çıkmayan, böyle alttan alttan bakıp sinirli sinirli konuşan bi lavuk geldi. eskisinden şikayet ediyorduk bu daha beter çıktı.
    ne yapalım hocam? çaresi nedir?

    YanıtlaSil
  4. malesef büyümeseni bekleyeceğiz. malesef... keşke ilaçla hapla falan geçebilse ama olmuyor.

    YanıtlaSil
  5. ay yok olur mu, en deli çağında o şindi. döğülür mü hiç ayol aaa! bi delilik yapar mazallah sonra öksüz kuzu gibi meler dururuz arkasından. ben sabırla geçiriyorum bu zor zamanları ama işte babası önceleri çok kötü oldu. alışamadı bi türlü, bi de o ara sigarayı bırakmaya çalıştığı dönemler... dedi, "hanım, bu oğlana bi koli uyduralım çatı katında kalsın kolide, yemini suyunu veririz, pisliğni temizleriz, nöbetleşe, bi gün sen bi gün ben dedi." "olur mu hiç bey" dedim, başına bi hal gelir meleriz arkasından dedim. çok şükür adamı ikna ettim de işte... napim çocuğmun suyunca gidiyorum, geçen akşam yemeğinden kalktı, "bilgisayar oynayan" kardeşinin yanına gidip "makarna süper olmuş lan git ye" dediğini duydum, hemen yanına gidip "uşşş oğluşşum çok mu sevdin makannayı! he? sen ye ben gine yaparım kurban olsunlar sana" dedim. pas vermedi. zor olsa da alışmıştım buna zira biliyordum ki bir gün gelecek ve... "sonra küçüğü dedi ki anne ben [/bold]bilgisayardan kalkim diye öyle diyo[b] yemezler ağbi git, benim sıram!" dedi. bi yanım burkulsa da belli etmedim.
    ***
    biz ergen anneleriyle toplanıp terapi grubu oluşturduk. "pamuk gibi" yüzleriyle orantılı büyüklükteki burunlarıyla, acı acı ter kokmayan mis gibi oğullarımızın, davudi bir sesle "ellerine sağlık anne" diyerek sofradan kalkması hayalini kurup, dudaklarımızı titretiyor, fazla dayanamıyor ve ağlıyor-ağlıyoruz...

    YanıtlaSil